Geçinebiliyorsam o halde varım

Paylaş:

‘Geçinemiyorum’ alın teri, emeği ile onurlu bir çalışanın maddi değeri tehdit altında olduğunda ekonomik anlamda var olmadığını anladığında kişi artık kendi varoluşunun bir anlamı kalmadığını hisseder.

Covid-19 salgınında vaka sayılarındaki artış beraberinde geride bıraktığı kısıtlamalar ve yasakları tekrar uygulamaya konulmasına sebep oldu. Hastane ve yoğun bakımların durumu hepimizin malumu.

11 Marttan bugüne geçen 9 aylık sürede vaka sayısı 500 bini geçti. Alınan önlemler yeterli mi tartışılır boyutta. Alınan önlem endeksinde destek var mı? O da bilinmezler arasındaki yerini koruyor.

Geçtiğimiz günlerde tekrar hafta içi belli saat kısıtlamalarıyla hayatlarımıza devam ederken Cumartesi ve Pazar günleri tam zamanlı sokağa çıkma kısıtlaması uygulandı. Dışarı çıkmamak için maddi anlamda koşulları yeterli olanlar yani tuzu kurular için evde oturmanın pek de bir sakıncası olmayabilir. Entelektüel yönlerini zenginleştirebilirler. Yudumlanan kahve eşliğinde kitaplar okuyup filmler izleyerek.

Ya diğerleri, ötekiler yani dışarıda olanlar ya da dışarda olmak zorunda olan işçiler, emekçiler, dar gelirliler. Çarkın işlemesi için çalışmak zorunda olanlar.

Yeni yıla sayılı günler kala asgari ücretle çalışan milyonlarca çalışanın gözü kulağı Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun açıklayacağı rakamda. İşçinin bir iş günü çalışması karşılığında ödenmesi belirlenen en düşük ücrette.

Asgari ücret halen bir aylık brüt 2 bin 943 lira vergi ve kesintiler! düşürüldüğünde net 2 bin 324 lira olarak uygulanıyor.

Askeri ücret ne kadar olacak?

Belirlenen ücret çalışanların beklentilerini karşılayacak mı?

Covid-19 salgın sürecinde gıda başta olmak üzere bir çok ürünün fiyatında aşırı derece de artışların yaşandığı biliniyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK), Kasım ayına ilişkin tüketici ve üretici fiyat endeksi verilerini açıkladı. TUİK rakamlarına göre yılbaşından bu yana en yüksek artış gerçekleşirken 2005 yılından bu yana en yüksek kasım ayı enflasyonu olarak kayıtlara geçti. TUİK’ in açıkladığı enflasyon rakamları Temmuz ayından beri kısmi artışlarla yüzde 11 seviyesine seyrediyordu. Ekim ayında ise yüzde 11,89 olarak açıklanmıştı.

Kasım ayı zam şampiyonlarına gıdanın damga vurduğunu hepimiz birer izleyici, okuyucu ve dinleyici olarak biliyoruz.

Domates Yüzde 66,93

Kabak Yüzde 25,18

Karnabahar Yüzde 24.35

Tavuk eti Yüzde 18,95

Dolmalık biber Yüzde 18,28

Kahvaltılarımızın vazgeçilmezi olan yumurtanın 17,95 olduğu gözlendi.

Pandemi koşullarında işsiz kalanlar. Geliri azalanların harcama yapma imkanları tamamen tükendi. Yaşayabilmek için vazgeçilmez gıda harcamalarına sadece bütçe ayırılabiliyor. Kira, elektrik su ve diğer yaşam ihtiyaçları nasıl karşılanıyor bunu düşünen yok.

Askeri ücrette yapılacak olan zamda salgının asgari ücretle çalışan milyonların ekonomik hayatlarına verdiği hasarı tespit etmek. Hasarın en aza indirilmesi için gerekli olan asgari ücret artışı üzerinde düşünmek bireyin ihtiyacı olan ekonomik alandaki yeterliliğin sağlanabilmesi lazım.

Milyonlarca çalışanın önemsediği varlığımıza ilişkin olan en büyük değer ekonomik olarak kendine yetmesi ve ailesinin geçindiriyor olabilmesidir. Tüm insanlar için geçerli olan bir durumdur.

‘Geçinemiyorum’ alın teri, emeği ile onurlu bir çalışanın maddi değeri tehdit altında olduğunda ekonomik anlamda var olmadığını anladığında kişi artık kendi varoluşunun bir anlamı kalmadığını hisseder.

Hikmet KESERCİ