Hayatı kadından kopuk bir şekilde ele alırsak kadın etrafında örülen erkek egemen düşüncenin yıkıcılığı ile baş başa kalırız. Hayatlarıyla ilgili kararlarda kadın gerçeği ve iradesi yok sayılamaz.
Kadın cinayetleri boşanmak ve ayrılmak istemeleri gibi hayatlarıyla ilgili kararları vermek istemelerine erkeklerin öldürerek cevap vermesinden kaynaklanıyor. Buda yaşadığımız erkek egemen toplumda kadın gerçeği ve iradesinin yok sayıldığının en büyük göstergesi.
Yılar önce, birkaç ay önce, iki gün önce ve yada dün gün geçtikçe kadın üzerinden artan; ezici yönü ağır basan cinsiyetçi söylemle, istismar, tecavüz, ölümle sonuçlanan kadın vahşetleri, toplumda sürekli kadın erkek arasında eşitsiz bir bölünme sürecinin gitikçe hakim olmasına neden oluyor. Öldürülen kadınlardan sonra ‘özgürlüğe düşkün’ demek terbiyenin mükemmelliğinden değil, berbatlığından.
Zayıflamış zihniyetlerin, hayatlarımız üzerinde ki yıkıcı etkilerini yaşıyoruz
Kadın cinayetleri ardında yanlış yakıştırmalarda bulunan zihniyete şunu demek gerekir ki zayıflamış zihniyetlerinizin hayatlar üzerinde ki yıkıcı etkilerin sonucudur bunlar.
Toplum gerçeğiymiş gibi inşa edilmeye çalışılan bu düşünce yapısı kadın üzerinde hakimiyet düşüncesi kurmaktan başka bir şey değildir.
Yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan kadına karşı her türlü ayrılıkçı söylem gösteriyor ki yaşamda sadece kadının adı var demekle yetiniyoruz.
Hayatı kadından kopuk bir şekilde ele alırsak kadın etrafında örülen erkek egemen düşüncenin yıkıcılığı ile baş başa kalırız. Erkek kadar kadının da değerlerine, isteklerine bağlı bir yaşam kadın erkek eşitliğine daha çözümcü bir anlayış getirecektir.
Erkek egemen zihniyetinden kaynaklı yaklaşım aynı zamanda ayrılıcı bir toplumun yarattığı ideolojinin olumsuz sonuçları olarak sürekli şiddet olayları karşımıza çıkacaktır. Ortak bir yaşam alanı içerisinde kadın iradesi ve kişiliği de gündeme getirilmelidir. Kadın iradesini ‘ sus sen kadınsın! diyerek engelleyen sorun olarak gören zihniyette erkek sorun olmaya başlar kadın değil.
Gönül ilişkilerinde kadın rızası önemlidir
Doğumla başlayıp, ölümle son bulan sancılı yolculuk diye tanı8mladığımız yaşam iki cinsin birlikteliği ile birleşmesi ile olur. Karşıt cinsler arasında ki gönül ilişkileri kadının rızası dışında erkeğin gücüne dayandırılarak yaşanmaz.
Güce dayalı tehlike bulaşıcı bir hastalık gibidir. Her erkeği katil adayı haline getirirken kadının da kendisini tehlikede görmesine neden olur. Korku içerisinde her an aynı talihsiz sonun başına gele bileceği kaygısıyla yaşamına devam eder.
Erkek gücüyle, zorbalıkla yaşatılmaya çalışılan, kadın iradesinden yoksun gönül ilişkileri kabullene bilir bir durum değildir. Aşk gerçekliğinden, insani ilişkilerimizden uzak bu anlayış benlik yapımıza ters düşer.
Kadın cinayetlerinden anlaşılan; erkek egemen bir toplumda kadınları kendi gerçekliğinden uygun olarak değil, kendisinde gördüğü güç ve üstünlük imajıyla şekillendirmeye çalışmak istemenin sonucu. Bu biçimde yani istediği gibi görmek istemesiyle birlikte erkeğin zihniyetine göre hareket etmesini beklemektedir. Bütün bunlar yaşanılmak istenen ilişkiye yıkıcı birer unsur olmaktadır.
Kadına karşı geleneksel yaşamın korkunç boyutları
Bütün bu yaşananlar kişisel meseleler değil, içinde bulunduğumuz toplumdan kaynaklıdır. Şiddete başvurarak kendini erkek gibi hissetmeye çalışan kaba kuvvet ile aynı zamanda ezilen kadın profili toplumda oluşturulmaktadır.
Kadını erkek karşısında değersiz görmekle beraber erkeği üstün cinsiyet olarak görmemize neden olan geleneksel yaşamın korkunç sonuçlarından kurtulmamız lazım. Bütün bunları yazarken kendi yanlış düşüncelerimide yenmeye yok etmeye çalıştım.
Şiddet olaylarının son bulması adına caydırıcı önlemler almakta tabi ki devletin anayasal sorumluluğudur.
Kadına şiddetin son bulması ve yaşanmaması dileğiyle…
Hikmet KESERCİ
Kadına şiddet, acziyetin ve inanç zayıflığının sonucudur. Bizler evlatlarımızı islam ahlakından yoksun yetiştirdiğimiz için şiddet ve cinayet her gün artmaktadır. Allah “Kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.” diyor. Sadece insan değil, hiç bir canlıya zarar vermez Allahı bilen insan.