KOSGEB kredisi ile kendi işini kuran kadın girişimcinin örnek başarı hikayesi
Sakaryalı girişimci Gülşah Yıldırım, hayalini kurduğu işletmesini KOSGEB kredisi ile açarak kendi işinin patronu oldu. Serdivan İlçesi Yazlık Mahallesi’nde bir butik kafe işleten Gülşah Yıldırım, KOSGEB’den aldığı destekle çocuk giyimi üzerine yatırım yaparak işini büyüttü.
Başarılı kadın girişimcinin şimdi hedefi; kendi markasını oluşturup ihraç eden büyük firmalar arasına girmek…
Kendi işini kurmak isteyen, hali hazırdaki işini büyütmeyi düşünen firma ya da şahıslar, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) desteğinden faydalanıyor. Bu yazımızda sizlere KOSGEB kredisi alarak kendi işini kuran kadın girişimcinin, hayallerini nasıl gerçekleştirdiğini ve tüm kadın girişimcilere ilham kaynağı olacak bir başarı hikâyesini bulacaksınız…
Gülşah Yıldırım, hayalindeki işi nasıl kurdu, iş fikrini hangi süreçlerden geçerek geliştirdi, işini kurduktan sonra karşılaştığı sorunlar, riskler nelerdi ve bunları nasıl aştı… Bunun gibi en çok merak edilenler konusunda yönelttiğimiz soruları içtenlikle yanıtlayan Gülşah hanım, kendisini başarıya götüren sırları paylaştı ve girişimci olmayı düşünenlere cesaret verecek yol haritası niteliğinde altın bilgiler verdi.
GÜLŞAH YILDIRIM KİMDİR? Sakarya’nın Akyazı ilçesinde 1984 yılında doğan Gülşah Yıldırım, Serdivan ilçesinde oturuyor. Bir erkek çocuk annesi olan Gülşah hanım, iş hayatına 3 yıl önce Akyazı’da kırtasiye ve el sanatları ürünleri satışı yapan bir firmada muhasebe ve müşteri hizmetleri departmanında başladı. Kişisel beceri ve üretkenliği ile çalıştığı işyerine önemli katkılarda bulunan Gülşah hanım, yıllardır hayalini kurduğu işletmeyi açma yolunda attığı kararlı adımla kendi işini kurdu. Lise mezunu ve iyi derecede İngilizce bilen Gülşah Yıldırım, sektöründe başarılı bir iş insanı olarak çalışmalarını sürdürüyor.
– Bir girişimcide bulunması gereken özellikler
– İş hayatında kadın olarak yer almanın zorlukları
– Girşimcilikte başarılı olabilmenin sırları
– İş hayatında sizi hedefe ulaştıracak unsurlar
– Kendi işini yapmak isteyen kadınlara tavsiyeler…
Şule Bayri Sordu, Gülşah Yıldırım yanıtladı.
Şimdi sizleri bu sohbet tadında röportajla baş başa bırakıyoruz…
İşte Sakaryalı hanım girişimcinin hayalindeki işi nasıl gerçekleştirdiğinin hikayesi:
Serdivan İlçesi’nin Yazlık Mahallesi’ndeyiz. İlimizin güzide yeni yerleşim yerlerinden Aralık yolu üzerinde kurulu şirin bir butik kafeye konuk oluyoruz. Bizi, son derece zarif ve güleryüzlü işletme sahibi Gülşah hanım karşılıyor… Önceden röportaj için sözleştiğimiz gün ve saatte birlikteyiz. İkramlar eşiliğinde sohbetimize merak ettiğimiz soruları yönelterek başlıyoruz:
– Girişimci olmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz? Sizi iş kurmaya yönelten nedenler nelerdi?
– Bugünkü işimi yıllar önce hayâl etmiştim. Kendi planımı ve kararlarımı uygulayabileceğim bir iş ortamının özlemi vardı hep içimde. Kendimi ifade edebileceğim, bir yaşam biçimi olarak hem inanabileceğim ve kendimi adayabileceğim bir iş kolu olmalıydı bu. İş projem, bana özel özgün ve sıradışı olmalıydı…
Daha önce çalıştığım yerde, işletmenin daha verimli hale gelmesi yolunda, iş kalitesi, müşteri memnuniyeti gibi önemli özellikleri yerleştirme ve bunun devamlılığını sağlamak için büyük gayretlerim oldu. Bu konuda elde ettiğim başarının, işletme adına gözle görülür katkıları olduğu çevremiz ve müşterilerimiz tarafından her zaman takdir edilmiştir. Ancak her başarılı çalışma size olumlu yönde dönmeyebiliyor ve benimki de öyle oldu. Bu başarının karşılığı; patronlar tarafından verilen karar gereği işten ayrılmamla sonuçlandı…
Bir işletmede karar verici siz değilseniz, ne kadar kabiliyetli olursanız olun bir çalışan olarak yapabilecekleriniz sınırlı kalıyor… İş fikrinizde diğer çalışanlar ve yöneticiler size fırsat vermez, destek olmazsa, sonuçlarının güzel ve faydalı olacağına emin olduğunuz girişimleriniz dahi engellenir. Maalesef ülkemizde iş dünyasının genel sorunu bu. Oysa gelişmiş ülkelerdeki firmalar için; en alt kademede çalışanlarının dahi iş verimine yönelik öneri ve fikirleri çok değerlidir. Başarısı ödüllendirilir, işinde terfi ettirilir. Bizde ise, fikir ve kararlarınızı ancak kendi işinizin patronu olduğunuzda özgürce uygulayabilirsiniz. İşte bu yüzden ‘girişimcilik’ kaçınılmaz oldu.
– KOSGEB ile nasıl tanıştınız. Kadın girişimcilere nasıl destekler veriliyor?
– İşten ayrılışımın ardından bundan sonraki işim; hayattaki tek varlığım olan oğlumun, yanımda kalabilmesine imkan veren bir yer olmalıydı. Bunu ancak kendi işyerimi açarak gerçekleşebilirdim. Çok vakit kaybetmeden gönlümde yatan, hayallerimi süsleyen, bugün sahip olduğum bu işi kurmak için kolları sıvadım…
KOSGEB’in desteklerinden haberim vardı. Kendi işini kurmak isteyen girişimci kadınlara destek sağladığını öğrenmiş, araştırmalarımı yapmıştım. 2017 yılında KOSGEB’e başvurarak iş fikrimi sundum. Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) ile KOSGEB’in ortaklaşa verdiği eğitim programına katıldım ve sunduğum proje ile kurstan başarı ile mezun olarak sertifikamı aldım.
Hazırladığım iş planı ile kuruldan geçtikten sonra hibe ve kredi almaya hak kazandım. KOSGEB Girişimcilik Desteği’nde, kendi işinin patronu olmak isteyenlere yönelik benim başvurduğum dönemde 50 bin TL geri ödemesiz, 100 bin TL geri ödemeli olan bir girişimcilik destek programı vardı. Ben ilk etapta 50 bin TL’lik desteği kullandım. Bu programa göre, toplam tutar peşin olarak değil, 2 yıla yayılarak veriliyor. Yani işe başlarken, sizi bu desteğin tamamı ödenene kadar geçecek sürede ayakta tutacak kendi sermayeniz olması gerek.
KOSGEB BÜYÜK BİR FIRSAT: İşlerinin oldukça artığını ve siparişlerini yetiştirmek için gece ve gündüz çalıştığını belirten başarılı girişimci Gülşah Yıldırım, KOSGEB’in kendi işini kurmak isteyenler için fırsat ve büyük bir kaynak olduğunu söylüyor. Gülşah Hanım, kendi işini kurmadan önce nice yokluklar yaşadığını ve çevresinde kendisine inanan ve güvenen dost ve yakınlarının desteğiyle bu zorlukları aştığını ifade ediyor. Kendi işini kurmak isteyenlere tavsiye olarak da; girişimciye en büyük desteğin ailesi olduğunu ve ailesinden destek alanların nice büyük işler başarabileceğini de önemle vurguluyor.
– İş kurma süreciniz hangi aşamalardan geçti? KOSGEB’e başvuru sonrası ne kadar sürede hizmete başlar duruma geldiniz?
-Dükkanımı tuttuğumda cebimde hiç param yoktu ama KOSGEB’e güvendim. İşimi kurmak için ilk planda gerekli olan parayı ise bana inanan, güvenen çevrem ve yakınlarımdan borç olarak temin ettim. Çünkü destek programı; önce harcıyorsunuz sonra faturalandırarak, denetim sonrası ödemeyi alıyorsunuz. Sistem böyle işliyor…
Kafeterya ve Çocuk Giyim reyonu olarak iki bölümden oluşan işyerim için önce gerekli malzemeleri aldım. Aynı zamanda işletme kuruluş işlemlerini tamamladım. Diğer yandan kurumsal kimlik çalışmaları ile birlikte ürünlerimi yurt içi ve yutdışında tanıtıp satışa sunabileceğim web sitemi ve sosyal medya sayfalarımı yaptırıyordum. Tüm bunları bir yıl içinde gerçekleştirirken her türlü sıkıntı ve sorunlara rağmen büyük bir heyecan ve mutluluk duyuyordum. Artık hayallerim gerçekleşiyordu. Çünkü bir girişimci için kendi işini kurabilmesi kadar güzel bir duygu olamazdı.
– Kurduğunuz işle ilgili tecrübeniz var mıydı?
– Daha önce muhasebe ve müşteri ilişkileri konusunda iş tecrübem vardı. İnsan sevdiği işi yapmalı. Eğer işinizi seviyorsanız o işle ilgili tüm detaylara ve bilgiye ulaşmak sizin için daha zevkli hale geliyor. Küçüklüğümden bu yana çok araştırmacı ve sorgulayıcı bir yanım var. Bu sayede yapmayı istediğim işle ilgili tecrübeyi kısa sürede edinebiliyorum.
– Hangi kitleye hitap ediyorsunuz? İşinizden istediğiniz sonuçları alabildiniz mi?
– Bebek, çocuk giyimi, oyuncak ve aksesuar ürünleri ile 0-14 yaş gurubuna hizmet veriyorum. Kokosh bibutik adıyla, kafeterya ve giyim reyonu olarak tasarladığım dükkanımda alışverişe gelen müşterilerime ev yapımı yiyecek ve içecekler ikram ediyorum. Çocuklara hitap ettiğimiz için ailelerle muhatabız. Genellikle anneler çocukları ile birlikte mağazamızdan alışveriş yaparken, bundan sıkılan babalar için kafeteryamız onlara hoşça vakit geçirtecek imkanı sağlıyor. Dükkanımdaki ürünler dışında, internet üzerindeki sanal mağazamda çok geniş bir ürün yelpazesi yer alıyor. Yurt içinde tüm illerimizden ve yurt dışında da Avrupa ve Asya ülkelerinden çok sayıda sipariş alıyorum. Çocuk giyim, oyuncak ve aksesuarında seçtiğim sıra dışı ürünler büyük talep görüyor.
Türkiye’nin her köşesine internet üzerinden siparişle ürün gönderirken, zamanla yurtdışından da ilgi görmeye başladım. İngilizcem sayesinde yabancı ülkelerde epeyce bir çevrem oluştu. Avrupa ülkeleri ve başta Rusya olmak üzeri Azerbaycan, Kazakistan, Gürcistan’a internet üzerinden sipariş alarak ürün gönderiyorum. Bir süre Çin’le de alış veriş yaptım. Ancak teslimatlarda yaşanan sorunlar nedeniyle şimdi yerli ürünlere yöneldim.
‘İşini en iyi yapanlar her zaman kazanır’ inancıyla, işletmemi kurma sürecinde çok iyi gözlem yaptım. Kendi piyasamda açık alan bulup, yatırımlarımı kaliteli ve doğru ürünler üzerine gerçekleştirdim. Bu stratejimin isabetli olduğu, gelen yoğun taleplerle onaylanmış oldu.
Kendi işini kuranlar nelere dikkat etmeli? Hangi konularda bilgi sahibi olmaları gerekiyor?
– İşe ilk başlarken kurumsal kimliğinizi, amaçlarınızı ve marka felsefenizi çok iyi belirlemelisiniz. Bunları zaman içinde belirlemeye çalışmak hem prestij hem de maddi kayıplara neden olabilir. Neyi en iyi yapabiliyorsanız o noktaya odaklanmalısınız. Kabiliyetlerinizi keşfedip, zorlu şartları öngörebilmeli ve karşılaşılabilecek risk ve krizlerde nasıl davranmanız gerektiğini önceden planlamalısınız.
İşini KOSGEB desteğiyle kuracak olanların önceden yeteri kadar sermayesi olmalı. Destekler peşin değil, bir ödeme takvimi kapsamında olacağından, en az 1-2 yıl işletmenizi ayakta tutabilecek maddi imkanlara sahip olmalısınız, yoksa çok zorluk çekebilirsiniz. Bu şartları sağlamayıp işyeri açanlar 2 ay dayanamayıp kapatmak zorunda kalabiliyor. Bu hem ekonomide hem girşimci de maddi manevi tahribata neden olabilir.
– İş hayatında kadın olarak yer almanın zorlukları var mıdır? Siz bunları nasıl aştınız? Tüm bu koşturmanın içinde özel hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz?
– Ülkemizde erkek egemen bir iş hayatı var. Ancak son yıllarda bizim gibi girişimcilerin artmasıyla, artık kadınlar da iş dünyasında söz sahibi. Fakat kadınlar yine de, iş ve özel yaşam dengesini kurmakta zorlanabilir. Kadının iş hayatının yanı sıra evi ve çocukları ile de ilgilenmesi beklenir ve bu durum ise strese neden olabilir. Zamanla iş hayatından çekilmeye kadar gidebilen sorunlar da ortaya çıkabilir. Ben bu tür sorunları, işle özel yaşantımı mümkün olduğunca dengede tutmaya çalışarak aşıyorum. Koşturma, artık benim hayatımın dengesi!
Yeni bir işletmeyi oturtmak büyük emek ve özveri istiyor. Bazı zamanlar özel yaşantınızdan fedakârlık yapmanız kaçınılmaz. Çoğu günler 3-4 saatlik uyku ile idare ederek tüm günümü işte geçirdiğim oldu. Çünkü sizi ayakta tutacak güç, işletmenizin bu rekabet koşullarında ayakta kalabilmesiyle mümkün.
Diğer yandan, dövizdeki artış, kredilerin kesilmesi, ağır vergi yükü gibi tüm işletmeleri etkisi altına alan ekonomik krizler de yeni bir işletmeyi zorlayan sorunlar arasında. Bu nedenle düşen satışları, bazı ürünlerin fiyatlarında indirim yaparak dengelemeye çalışıyorum.
Diğer yandan, zamanında gönderilemeyen mallar, geciken siparişler ve işi yaparken öğrenmek zorunda olmak insana çok pahalıya patlayabilir.
Bu süreçte rakiplerimiz de var tabii. Aynı bölgede, yakın çevrede benzer ya da aynı konseptde işletmelerin açılması dolayısıyla bir rekabet oluşuyor. Bu durum ise işimizi sürekli güncellemeye ve daha fazla yatırım yapmaya zorluyor.
– İleriye yönelik hedefleriniz neler, gelecekte nerede olmayı istiyor sunuz? Yani Vizyonunuz…
– Kendi işimdeki uygulamalarım ve izlediğim yolun karşılığını, yoğun siparişler ve müşteri memnuniyeti gibi olumlu geri dönüşlerden fazlasıyla alıyorum. Bulunduğu noktada kalmayan, daima gelişime açık bir yapım var. ‘İnsanlar iyi şeylere layıktır’ diye inanan biri olarak ruhumda ‘hep daha iyisi olacak’ anlayışı hakim. Yaptığım iş bana özel, özgün ve sıradışı olmalı. Bu nedenle, farklı şeyler arayan müşterilerimin taleplerini karşılamak üzere işimi daha da geliştirerek büyütmek istiyorum. Çocuklarını iyi giyindirerek onları ve kendilerini mutlu edecek marjinal ürünler oluşturmalıyım. Bunun için en büyük hedefim; kendi markamı oluşturmak. Tedarikçilerimin yanısıra, özel ürettireceğim kendi markamı taşıyan ürünlerle iç ve dış piyasalara hakim olmayı planlıyorum. Allah nasip ederse, kendi markasını ihraç eden firmalar arasına girmek en büyük dileğim.
– Kadınlar hangi özelliklerinizi örnek almalılar? Bir girişimci nasıl olmalıdır?
– Bunu cevaplamak oldukça zor… Fazla iddialı olur sanırım. Ama şunu söylemek isterim; Girişimci azimli, kararlı ve iyi bir gözlemci olmalı. Bulunduğu şartları sorgulamalı ve iyi analiz etmeli. Zorluklar karşısında asla pes etmemeli. Müşterileri ile olan diyalogları daima seviyeli olmalı.
Ben her zaman samimi ve karşılıklı güvene dayalı sağlam ilişkiler kurmaya özen gösteriyorum. İş yaptığım insanları, ailemden ve arkadaşlarımdan ayrı tutmuyor, tedarikçilerim ve müşterilerimle oluşabilecek sorunlarda ise daima çözüm odaklı davranıyorum. Bu da beni, tercih edilen işletmeler arasına katan önemli etken… Sektöründe isim yapmak, aranan marka olmak işte böyle büyük sabır ve gayret gerektiriyor.
GÜZELLİĞİ KADAR YETENİĞİ DE ÖNDE: Kendisini sürekli geliştiren, araştırmacı, sorgulayan ve daima daha iyisini arayan karakteri ile doğuştan gelen kabiliyetini iş dünyasına yansıtan güzel girişimci, adını Sakarya’dan dünyaya yepyeni bir marka ile duyurmaya hazırlanıyor.
– Girişimciliği önerir misiniz? Kendi işini kurmak isteyen kadınlara neler tavsiye edersiniz?
– Ülkemizin her zaman girişimcilere ihtiyacı var. Ekonomik ve sosyal anlamda kalkınmak üretkenliğe bağlı. Üretebilme potansiyelimiz varken, dışa bağımlı olmamalıyız. Bu nedenle, kabiliyet, kapasite ve potansiyel sahiplerinin girişimci olmalarını, ülke geleceğimiz adına tavsiye ederim.
Kendi işini yapmak çok keyifli ancak bir o kadar da yorucudur. Kendi işletmenizi açtığınızda, gerektiğinde gece geç saatlere kadar çalışıyor olmaya kendinizi hazırlamalısınız. Tatilde bile, tabii tatil yapabilirseniz, cep telefonu elinizde gezmeye, aynı anda hem muhasebeci hem depocu olmaya hazırlıklı olmalısınız. Çünkü müşteriyi kazanmak zor, kaybetmek kolaydır.
– Girişimciliği teşvik etmek için sizce neler yapılmalı?
– Kabiliyeti, üretkenliği ve bir iş fikri olanlar girişimciliğe özendirilmeli. Girişimcilikte faydalı işler ortaya koyanların başarı hikayeleri kamuoyuyla paylaşılmalı. Şu an sizin yaptığınız gibi… Potansiyeli olanlar cesaretlendirilmeli ve doğru iş fikirlerinin üretime dönüşmesinin yolu açılmalı. KOSGEB’in bu yönde güzel çalışmaları ve ancak uygulamalar daha da iyileştirilebilir. Örneğin; girişimcinin daha işe başlarken piyasada tutunabilmesi için destek programındaki ödemeler daha kısa aralıklarla yapılmalı. Girişimcinin kurduğu işletme, ilk yıl vergilerden muaf tutulmalı. Daha piyasaya yeni girip tanınma gayretinde olan işletmeler, gelir vergisi, stopaj, KDV gibi ağır vergi yükü ve zorunlu giderler karşısında ezdirilmemeli. Girişimcinin, zarar edeceği endişesi ve batma korkusu giderilmeli ki, cesaretle üretime geçebilsin.
– Türkiye’de sizce girişimcilik yeteri kadar destek görüyor mu?
-Girişimcilere verilen destek bazen yeterli olmayabiliyor. Girişimcinin kendini geliştirilebilmesi, dolayısıyla ülke ekonomisine katkı verir hale gelebilmesi için ilk yıllarda devletin desteği çok önemli.
KOSGEB desteğinin tamamı peşin ödenmiyor. Belirli bir takvime göre iki yıla yayılarak tamamlanıyor. Tüm harcamaları siz önceden yapacaksınız. Sonra faturalandırıp bedelini alacaksınız. Bu süreçte yeteri kadar ön sermayenizin olması kaçınılmaz.
VAZGEÇMEYİN!: Her türlü sıkıntı ve sorunlara rağmen vazgeçmemek, ama ayakları yere basan şekilde! Koşulları tüm gerçekliğiyle kabullenip, cesaretle adım adım ilerlemek… Çünkü başarı her zaman para ile gelmiyor. Araştırmacı, kararlı ve azimli insanlar er geç başarıya ulaşıyor. Gülşah Yıldırım, hayallerini bu özelliği sayesinde gerçekleştirdi. O, her zorluğa rağmen vazgeçmedi. Çünkü bir girişimci için kendi işini kurabilmesi kadar güzel bir duygu olamazdı.
– Ülkedeki ekonomik koşulların, girişimcilerin katkılarıyla artı yönde değişebileceğine inanıyor musunuz?
– Evet inanıyorum. Kalkınmanın yolu üretimden geçtiğine göre, üretim için de yatırım ve girişimcilik gerek. Girişimcilerimiz desteklenir, iş fikirleri üretime dönüşürse ülke ekonomisi ilerler ve dışa bağımlılıktan kurtuluruz.
– Bir girişimci olarak; yaşadığınız şehir ve ülkeniz için neyi başarabilmeyi isterdiniz?
– Memleketim Sakarya ve ülkem için, yaptığım işi markalaştırarak ihracat yapan bir firma haline gelmek istiyorum. Tüm çabalarım bu hedefi yakalamak için… Yerli üretimi gerçekleştirerek sektöründe en iyiler arasında yer almayı başaran ve dışa bağımlılıktan kurtulma hedefinde, ülkesine katkı veren bir girişimci firma olmak beni çok mutlu eder.
– Evet Gülşah hanım, bizim için verdiğiniz son derece keyifli ve girişimcilerimiz için bilgilendirici ve yol gösterici olacağına inadığımız röportaj ve gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkür ederiz. Koyduğunuz hedeflere ulaşmanız dileğiyle başarılar diliyoruz.
– Ben de bu güzel söyleşi ve hayallerimdeki işi kurma hikâyemi okurlarınızla paylaştığınız için çok teşekkür ediyor, faydalı olmasını temenni ediyorum.
İşte sayın Gülşah Yıldırım’ın başarılı girişimcilik hikayesi böyleydi.
Başarı her zaman zaman para ile gelmiyor. Araştırmacı ve azimli insanlar er geç başarıya ulaşıyorlar. Küçük bir dükkandan ihracat yapan bir marka yaratmaya hazırlanan Gülşah Hanım gibi, siz de kendi işinizi kurabilir, kendi başarı hikayenizi yaratabilirsiniz.
Gelecek röportajımızda bir başka başarı hikayesinde buluşmak üzere hoşçakalın.