Hayata engel yok!

Paylaş:

Kendisi gibi engelli Rukiye Türeyen’e bir röportaj veren engelli yazar Nurçin Arlı, “Hiçbir şey başarıya engel değil. Yeter ki istesinler. Korkmasınlar. Hayatta her türlü eleştiriye açık olup ders çıkarsınlar” dedi.

Rukiye Türeyen kimdir?

Merhaba sevgili okurlarım. Beni tanımayanlar için kendimden bahsedeyim.

5 Aralık 1980 Sakarya doğumluyum. Üç aylıkken geçirdiğim menenjit hastalığı sonucu yatağa bağlı engelliyim. Bedenim, ellerim dâhil tutmuyor. Ellerimi kullanamadığım için de okula gidemedim. Sağlığımın yoksunluğu okuma yazma öğrenmeme engel olmadı.

TV ve gazete haberlerinin büyük başlıklarından harflerini anneme sorarak öğrendim.

Sonrasında harfleri birleştirmeler başladı. Kardeşlerim ilkokula giderken onların hikâye kitaplarını okurdum. Bilgisayar kullanmaya 2007 yılında başladım. 10 parmak değil ama tek parmak. Sol elim az da olsa tutuyor ve sol elimin işaret parmağıyla kâh yazı yazıyorum, kâh arkadaşlarımla mesajlaşıyorum.

İlk yazdığım hikâye ise “Kanadı Kırık Melek.” Daha sonra deneme hikâyeler yazmaya devam ettim. 2018 senesinde deneme hikâyelerden oluşan “Kanadı Kırık Melek’in Kanadına Takılanlar” ismini verdiğim kitabım piyasaya çıktı.

Şimdi ise ikinci kitap çalışmalarına başladım. Yetiştirebilirsem Allah’ın izniyle önümüzdeki yaz Destek Yayınevi etiketi ile çıkacak. İlk kitabımda bir hedefim vardı. Yıllardır kiralarda oturan annemi ev sahibi yapmaktı. Çok şükür hedefime ulaşıp evimizi aldım.

Dönem dönem vakit buldukça önemli isimlerle söyleşiler gerçekleştiriyorum.

Önemli isimlerden ünlü oyuncu Murat Aygen’in kendi gibi oyuncu olan eşi, sevgili Nihan Aygen röportaj konuğum.

Rukiye Türeyen: Merhaba sevgili Nurçin, okurlarımıza kendinden bahseder misin?

– Merhabalar. Ben Nurçin Arlı. 1988 Elâzığ doğumluyum ve Elâzığ’da yaşıyorum. 4 kız kardeşin 3. süyüm Lise mezunuyum. 10 yaşımda yürüyüşümde aksamalar, yürürken düşmeler ve erken yorulma şikayetleri ile hastane hastane dolaştım. Elâzığ’da bir teşhis konulamayınca 2000 yılında Ankara Hacettepe Üniversitesi Hastanesine sevk edildim. Ve orada hastalığıma teşhis konuldu. Kas hastasıyım. Duchenne Musküler Distrofi (DMD) Bu hastalık her 3500 erkekte, milyonda bir ise kadınlarda görülmekte. Milyonda bir kişiyim. 17 yaşıma kadar yürüyebildim ve liseden mezun oldum. Sonrasında 4 yıl boyunca tekerlekli sandalye ile devam ettim hayatıma. 21 yaşımda 2009 yılında kalbim durdu ve 40 dk sonra şok ile geri döndüm hayata. 98 gün yoğun bakım 15

gün serviste yattım. O günden bugüne boğazımda olan trakeostomi kanülü ile solunum cihazına ve yatağa bağımlıyım. Bakımımı annem ve babam yapmakta. Onlar benim yeri geldi elim, yeri geldi ayağım, yeri geldi sesim ve nefesim oldular.

Rukiye Türeyen: Kendini nasıl keşif ettin? Yazarlığa başlama serüvenini anlatır mısın?

– Kitap okumak benim için apayrı bir şey. Küçüklüğümden beri hep okudum, okudum. Okudukça yazarlara özendim. Zaten okul hayatım boyunca en iyi dersim de edebiyat olmuştu. Neden benim de bir kitabım olmasın, neden bu dünyaya kalıcı bir eser bırakmayayım diye düşünürken buldum kendimi. Ve 2016 yılında ufak ufak yazmaya başladım. İçimden taşanları yazıya döktüm. Hiç hemen yazayım diye uğraşmadım. Ne

zaman ki kendimi yalnız hissettim, işte o zaman yazdım. Yazdıklarımı benim gibi kitap sever dostlarıma okuttum ve çok güzel tepkiler aldım. Bu beni cesaretlendirdi ve yazdıklarımı toparlayıp kitaplaştırmaya karar verdim. 2017 yılında ilk deneme türünde olan kitabım “Vatan Gözlüm” ü yayınlattım. Okuyucuların dönüşleri, okur yazarlık aşkımı pekiştirdi ve yazmaya devam ettim.

Rukiye Türeyen: İnsanları gözlemleyerek mi kitap yazıyorsun, hayal gücünü kullanarak kurgu mu yapıyorsun?

– Aslında her ikisi de diyebilirim. Ama malumunuz üzere pek sosyal olamadığım, sosyal ortamlarda bulunamadığım için daha çok hayal gücümü kullanıyorum. Çok okuyan ve film izleyen birinin kurgu yapması daha kolay olur elbet. Tıkandığım anlarda okuyup, izleyip hayal dünyamı zenginleştiriyorum.

 Rukiye Türeyen: Engelli bireyler bir iş yapamaz görülür. Bir iş yapmaya kalktıklarında ise, “Sen Yapamazsın” denilip hevesleri kırılır. Bazı insanlar engellileri keyif çatan bireyler olarak görüyor. Mesela “Oh keyif sen de. Ye, iç. Devletten de maaş alıyorsun, otur oturduğun yerde.” diyorlar. Sence de engelliler keyif sürmeye mi geldi dünyaya? Sana bu tür cümleler söylendi mi? Bu konuda neler söylemek istersin?

– Elbette hem de bazen en yakın sandığım insanlar tarafından heveslerimi kırmaya yönelik saldırılar aldım. Saldırı diyorum çünkü bunu ifade etmek için en doğru kelimenin bu olduğunu düşünüyorum. Biz aslında bakmasını gören gözlere ve yüreklere örnek insanlarız. Evet belki engeliyiz ama öyle yan gelip yatmak niyetinde de değiliz. Bizler de bu toplumun bir parçasıyız ve oturduğumuz yerden de birçok şeyi çok şükür başarıyoruz. Destek olmak zorunda değil kimse kimseye tabii ki ama mümkünse engel de olmasınlar. Şunu da söylemek isterim ki aslında engel olmuyorlar bana, o eleştiri içerikli sözlerini söylemeleri aksine daha da hırslandırıyor beni. Ve ben birçok kişiye onlardan daha çok işe yaradığımı boş sözler ile değil başarılarım ile kanıtladığımı düşünüyorum.

Rukiye Türeyen: Kitap yazarken nelere dikkat edersin? Yazarken kuralların var mıdır mesela? “Çocuklar da benim kitaplarımı okuyor. Şöyle yazmayayım” dediğin oluyor mu?

– Kesinlikle var kurallarım. Çünkü belli bir kesime değil genele hitap etmek istiyorum kitaplarımda. Özellikle siyasi ve toplum örf ve adetlerine uygun olmayan içerikli yazılar yazmaktan uzak duruyorum. Sade ve akıcı bir dil kullanıyorum yazarken.

Rukiye Türeyen: Sen de benim gibi tek parmakla bilgisayar kullanıyorsun. Bilgisayarı İlk kullanmaya başladığında, başparmağınla kullanacağını biliyor muydun, bilgisayarı kullanarak mı başparmağını keşfettin?

– İlk başlarda sadece tek parmak ile değil iki elimin de işaret parmağını kullanıp yazıyordum. Ama hastalığım sürekli ilerlediği için zamanla sadece sağ elimin işaret parmağı ile yazmaya başladım. Bilgisayarın ekran klavyesini kullanıyorum. Telefonda da çok şükür dokunmatik teknolojisinden yararlanıp sağ elimin işaret parmağı ile yazıyorum. Her şeyi bilerek değil, yaşayarak tecrübe ediyoruz bu hayatta. Ben de bu şekilde öğrendim.

Rukiye Türeyen: Kitaplarında neleri konu alıyorsun biraz bahseder misin?

– Kitaplarımda ağırlıklı olarak işlediğim konular; aşk ve ihanet. Evet bu iki aykırı kelimenin aynı cümle içersinde olması bile kötü ama ne yazık ki günümüzde bu tür olayları çok görür olduk. Yani dram ve öfke içerikli yazılarım daha fazla diyebilirim. Pesimist bir insan değilim ama yazılarım bu şekilde.

Rukiye Türeyen: Engelli bireyleri özel insanlar olarak adlandırıyorlar, sağlıklı insanlardan ayrı tutarak. Sence eşitlik mi, özel olmak mı?

– Evet, özeliz. Çünkü bizler Rabbimin sevdiği kullarıyız. Madem ayrı tutuyorlar bizi, ötekileştiriyorlar, o halde kabul ediyorum. Ama bakış açısına göre değişir. Ben engelliyim onlar sağlıklı. Bana göre de onlar farklı. Hepimiz insanız bu konuda eşitiz. Ama her insan birbirinden farklı. Kimi sağlık, kimi inanış, kimi ten rengi ve bu farklıklar ile bir arada yaşayabiliyorsak işte o zaman biz insanız diyebiliriz. Adımız insan, yaratıcımız tek, bunu unutmayalım yeter.

Rukiye Türeyen: İstersen biraz da kadın cinayetlerinden bahsedelim. Kadın ölümlerinde cezaları caydırıcı buluyor musun?

– İşin cinayete kadar ilerlememesi için cezalar eksik bana göre. Ölümden sonra ise verilecek hiçbir ceza geri getirmiyor gideni evet ama yine de çok daha ağır bir ceza elbette olsun isterim. Cezalar caydırıcı değil ne yazık ki.

Rukiye Türeyen: Kadın cinayetleriyle ilgili sence başka neler yapılmalı?

– Devletin ve milletin bir olup gerekli olan cezaların bir an önce gündeme gelip yasalaşması gerekir. Tehdit edilen kadınlar koruma altına alınıp, tehdit eden kişi özgürlüğü kısıtladığı için daha kötü bir son olmadan toplumdan tecrit edilmesi gerekir.

Rukiye Türeyen: Sen bir bakan olsaydın kadın katillerine nasıl bir ceza uygulanmasını isterdin?

– Çok mu gaddarca olur yoksa tam olarak hakları bu mudur bilmem ama idam cezası taraftarıyım.

Rukiye Türeyen: Kaç adet kitabın piyasada? Kitaplarının isimleri nelerdir?

– İki adet kendime ait kitabım var. İlk kitabım deneme türünde, içinde birçok konuyla ilgili yazılar, şiirler ve sözler mevcut. İlk kitabımın ismi, “Vatan Gözlüm.” İkinci kitabım ise roman, aşk ve dram konulu, içinde sosyal mesajlar da barındırıyor. İkinci kitabımın ismi, “Tahta Salıncak.” Ayrıca beş ayrı proje kitabında yer aldım. Her kitapta farklı farklı birçok yazar ile beraber, belirlenen konular hakkında yazılar yazdık ve bunu kitaplaştırdık. İlk proje kitabımız, hayvan hakları ile ilgili olup her yazar ayrı bir hayvan dostumuzun sesi oldu. Kitabımızın ismi, “Sessizsiniz.” İkinci ve üçüncü proje kitaplarımız, masal kitaplarıydı. Masal kitaplarımızın isimleri, “Bu Benim Masalım” ve “Bal Gibi Masallar.” Dördüncü proje kitabımız, şiir kitabıydı. Kitabımızın ismi “40 Şair 40 Şiir.” Son, beşinci proje kitabımızda ise her yazar hayatlarındaki dönüm noktalarını okuyuculara sundu. Kitabımızın ismi, “Hayatımın Dönüm Noktası.”

Rukiye Türeyen: Kitaplarını almak isteyen okurlarına, nerelerden alabileceklerini söyler misin?

– Sosyal medya hesablarımdan ulaşıp imzalı kitap siparişleri verebilirler. Türkiye’nin her iline ulaştırabiliyoruz. İnstagram ve twitter: “vatan_gozlum23” adresinden. Facebook: “Nurçin Arlı.” E-mail: “vatan_gozlum23@outlook.com” adreslerinden ulaşabilirler.

Rukiye türeyen: Söyleşimizin sonuna geldik. Okurlarımıza son olarak neler söylemek istersin?

– Hiçbir şey başarıya engel değil. Yeter ki istesinler. Korkmasınlar. Hayatta her türlü eleştiriye açık olup ders çıkarsınlar. Bazı sözler söylenir ama duymayı istemek elimizde, duymasınlar. Ve yaşamak istiyorlarsa hırslı olsunlar. Evet, hırs dedim, kötü lanse etmesinler bu kelimeyi. Kıskançlık ayrı, hırs ayrı. Yarış için de olmasınlar kimse ile. Bu hayatı kendileri için ve kendi doğruları ile yaşasınlar. Hata yapılır elbet bundan bir çıkarım elde etsinler. Herkesi sevemediğimiz gibi herkes de bizi sevemez, kimsenin sevgisini kazanmak için uğraşmasınlar. Ve hayallerinden asla vazgeçmesinler. Hayat mottom şu: “Gerçekleşmeyen hayal yoktur, vazgeçilen hayal vardır. Ve ben hayallerimden vazgeçmedim, hiçbir zaman da vazgeçmeyeceğim.” Kalemdaşım ve kaderdaşım Rukiye Türeyen çok teşekkür ediyorum.