Deprem özel gündemi ile bir araya gelen Sakarya Sivil Toplum Platformu (SASTOP), 17 Ağustos 1999 Depreminin ardından 23 yıl geçmesine rağmen, depreme hazırlık konusunda yeterli çalışmaların yapılmadığına dikkat çekti. SASTOP Oturum Başkanı Av. Önder Döker, ”Her şehir kendi ‘Deprem Komisyonu’nu kurmalı. Her türlü bilgi ve tavsiye ye açık olmalı. Kat konusunda ilim doğrultusunda o şehirde yıllardır yaşayanlar ile tedbir kararları verilmelidir” dedi.
264 ve 265’nci toplantısını Adapazarı KentPark’ta gerçekleştiren SASTOP, ülke gündeminde yer alan depremler nedeniyle, Sakarya’nın deprem güvenliğini tartışmak üzere bir araya geldi. Açılış konuşmalarının yapıldığı 1. bölümün ardından, 2. bölümde toplantıya konuk konuşmacı olarak katılan Sakarya Gazeteciler Birliği Derneği (SGB) Başkanı N. Müjdat Çetin ile birlikte ”Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve Elbistan 7,6 şiddetindeki depremler” konulu özel gündem maddesi görüşüldü.
SASTOP eş başkanlarının katıldığı toplantının 3. bölümünde, iptal edilen şu başlıklı gündem maddeleri masaya yatırıldı:
- Raylı Sistem, Merkez Tren Garı Gelişmeler
- Trafik, Dönel Kavşak, Yaya Geçitleri ve Park Sorunu
- Mithatpaşa Garı, Yol için Yıkım
- Suni Tatlandırıcılar, Halkı Bilgilendirme
- Kadın Girişimciler Kooperatifi
- Sakarya Tarım Şehri Oluyor, Sağlıklı Gıda Üretimi
- Ada Treni Merkezde Kalmalı
Toplantının 4. bölümünde; ”Deprem gündemi”, ”Fahri Çevre Müfettişliği”, ”Turizm Şehri Sakarya”, ”Muhtaç Çocuklar Sorunu” ve ”Hayvan Hakları” başlıklarında SASTOP eş başkanlarının düşünce ve önerileri yer aldı.
Toplantıyı değerlendiren SASTOP Oturum Başkanı Av. Ü. Önder Döker, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
”17 Ağustos 1999 Depreminden bu yana 23 yıl geçti. Biz SASTOP olarak Sakarya’daki tüm yetkilileri ve devlet yönetimini halkımızın sesi olarak basınımız ile birlikte göreve davet etmiştik. Bunca yılın ihmali hala devam etmektedir. Bu güne kadar bu işin çözülmemesinin sebebi tamamen o tarihteki Ankara’da yetkili olan mercilerin hasarlı binalar ile ilgili kararları ve devamında bu günlere kadar gelen ihmaller zinciridir.
Asrın depremini yaşayan 11 ilimizde yitirdiğimiz insanlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, ülkemize başsağlığı diliyoruz.
Şehrimize ve de Büyük Marmara depreminde zarar gören şehirlerimizden Sakarya’ya gelince;
17 Ağustos 1999 Depreminden bu yana 23 yıl geçti. Biz SASTOP olarak Sakarya’daki tüm yetkilileri ve devlet yönetimini halkımızın sesi olarak basınımız ile birlikte göreve davet etmiştik. Bunca yılın ihmali hala devam etmektedir. Bu güne kadar bu işin çözülmemesinin sebebi tamamen o tarihteki Ankara’da yetkili olan mercilerin hasarlı binalar ile ilgili kararları ve devamında bu günlere kadar gelen ihmaller zinciridir.
O tarihlerden bu güne halkımıza yapılanları hatırlatmak üzere kısa özetler sunuyoruz:
Depremin hemen akabinde ve de halen devam eden seslenişimize basınımızın devamlı hatırlatmalarına rağmen maalesef kulak kapatılmıştır.
SASTOP olarak Kurduğumuz deprem Komisyonu ile Oda, Vakıf, Dernek Başkanı ve Sakarya gönüllülerimiz ile depremden hemen sonra hasar gören ağır ve orta hasarlı binalar ile ilgili yaptığımız çalışmalardan kısa bir özeti Sakarya halkımıza bilgilerini tazelemek üzere sunuyoruz. SASTOP Deprem Komisyonu Başkanımız ve de fedakar gönüllü tüm üye başkanlarımız ile SASTOP olarak 70 başkanımızın çalışmaları sonucu, birlikte yaptığımız basın açıklamalarının akabinde; yerel yöneticilerimizin de çalışmaları ile bir çok sorun çözüldü.
Türkiye Avrupa Birliği Derneği Sakarya Şubesinin de yurt dışı ve Ankara çalışmaları, Türkiye Avrupa Birliği Sekreterliği irtibatı ile yapılan çalışmalar sonucu Avrupa Birliği’nden temin edilen paralar sayesinde Adapazarı’nın asfalt yardımı sonucu yollarımızın büyük bir bölümü tamamlandı. Kredinin çıktığı haberini Ankara’dan SASTOP ekibi telefonla zamanın Belediye Başkanına müjdeledi. Hollanda Delft şehri ile kuduğumuz (Hollanda’da yaşayan Sakaryalı hemşerilerimiz çabaları ile) ‘kardeş şehir’ projesi sonucu Adapazarı Kültür Merkezi yapıldı. 11 adet araç itfaiye teşkilatına teslim edildi. Yurt dışı ve bir çok kuruluşun yardımları ile okullar yapıldı. Konteyner afet yerleşim yerleri kuruldu. Kırkpınar’da üniversiteye yerleşim yerleri hediye edildi v.d.
Bu güne kadar Sakarya’mızda neden bir çok konuda halen mevcut eksikliklere çözüm bulunmadığını biraz olsun aşağıdaki açıklamalar ile halkımız aydınlatılacaktır;
SASTOP olarak bu konuda çok çalışmalar yaptık; Bulvarda Ziraat bankası karşısında bir radyo ve televizyon programı yaptık. Başkanlarımız ile konuşmacılar olarak ağır ve orta hasarlı binaların tehlikesini anlatırken yayının 2. bölümünde ceryanımız kesildi. TV yayını görsel olarak kesildi (tabi sadece bizim, her yerde elektrik vardı.) radyo yayını devam etti. Konuşmamız engellendi.
Bilahare yine Bulvarda başkanlar ile yürürken karşılaştığımız basın mensuplarına beyanat verirken ağır ve orta hasarlı binalar için neden suç duyurusunda bulunmadığımız soruldu. Biz de bu açıklamalarımız, ‘bu işte ihmali olan görevliler hakkında bir suç duyurusudur’ dedik. Yetkili kurumlardan gerekli çalışmaların yapılmasını talep ettik. Ertesi gün basında çıkan bu davetimiz Cumhuriyet Başsavcılığı’nca suç duyurusu olarak kabul edildi ve hemen işleme kondu. 15 gün kadar sonra da bizden görevlendirdikleri bir Bayındırlık müdürü vasıtası ile açıklama istediler. Bir araya geldik ve 2 sayfalık bir görevi ihmal nedenleri, kusurlu bulduğumuz kamu kuruluşları listesini verdik.
Valimiz ile de bir araya geldik. Fakat sorumlular hakkında cezai işlem için ilgili kurumlardan izin alınamadı. İşin ucunu bırakmadık. Yine Büyükşehir Belediyesinin önünde Sabihanım İlkokulu’nun üstüne yıkılmaya hazır bekleyen köşedeki bina önünde TV programı yaptık. Bu sefer jeneratör getirildi ve yayınımız kesilemedi. Bu program sonucu bu bina derhal yıkıldı, tüm Türkiye televizyondan izledi. Akabinde diğer ağır hasarlı binalar yıkıldı. Orta hasarlılar denetime alındı. Bu çalışmalar her zamanki gibi Sakarya halkının istekleri ve desteği ile yapıldı.
Zamanın yeni Büyükşehir Belediye Başkanı, orta hasarlı binaların kullanılmaması için girişim yaptı ve bu güzel çalışmasına saldırılar başladı. Biz SASTOP olarak belediye başkanımızın makamında basına yazılı açıklama yaptık ve TV programı gerçekleştirdik. Başkanımıza destek verdik. Maalesef birçok kurumdan başkanımız destek alamadı. Üniversite rektörümüzde destek vermesine rağmen devamlı Ankara’dan gelen erteleme açıklamaları ile Başkanlarımız, SASTOP’un ve Rektörümüzün ve de sayın Valilerimiz ve sonra görev alan Valilerimizin mücadelesi karşılıksız kaldı.
Evet olası bir depremde yıkılacak binalar altında kalacak öğrencilerimizin (çünkü bu binalara daha çok hasar durumunu bilmeyen dışarıdan gelen üniversite öğrencileri kiracı olarak kalmakta) Deprem halinde enkaz altında kalacak olan öğrencilerin durumunu öğrenen üniversitemize gelecek yeni öğrencilerin üniversitemizi tercih etmeyeceklerini Sakarya halkının ortak sesi olarak basın ile birlikte açıkladık.
Orta hasarlı binaların, suyunun, elektriğinin doğal gazının kesilmesi gerektiğini ve binalara ‘orta hasarlıdır’ diye mühür vurulmasını talep ettik. Zamanın Belediye Başkanı çok çaba gösterdi ama Ankara yetkililerine kabul ettiremedik. Maalesef yerel yöneticilerimizin iktidar ve de muhalefet partilerinin sesine merkez yöneticilerden kimse kulak vermedi. Diğer çalışmaları basınımız sayesinde öğrendik.
Hasarlı olduğu açıklanan okullarda öğrenim yapılmaması tüm Sakarya olarak çalıştık. Zamanın Sayın valisi bu konuda çok çaba gösterdi. Okullar yapılmasında ve bağışlar toplanmasında çok gayretleri oldu. Şimdi kısa olarak verdiğimiz bu açıklama bizi tatmin etmiyor. Çalışmalarımız dosyalar dolusudur. Şimdi soruyoruz. bazı gazetelerimizde 21 okulun hasarlı olduğu açıklandı. Bu okullar ile ilgili böyle bir durum var ise bu okullarda eğitim yapılmaması için acil tedbir alınması, aksi takdirde ileride olası bir depremde meydana gelecek olayda ‘pişmanlık fayda etmeyecektir’ sesleri yöneticilerimiz tarafından yapılan çağırılara yıllar sonra cevap verildi. Aynı acıyı bir daha yaşamak istemiyoruz.
Deprem sonrası 2 katlı binalara izin verildi, (sonra 1967 depreminden ders almayanlar) ancak uyandı 3 kata çıkarıldı. Son aylarda 5-6 kat olarak talepler ve de 14 kata katar bina yapılabileceği açıklamaları başladı. Mühendislik çalışmaları ile tabi olabilir ama bunun yeri Sakarya Ovası değildir. Ne çabuk unutuldu zeminin yumuşaklığı zemin etüdü yapıldı. ‘Yerleşim yerlerinin bir çok yerinde yüksek bina yapılması tehlikelidir’ açıklamasını bizzat yabancı mühendisler de açıkladı.
Şehirde depreme dayanıklı bina yapılamaz mı tabi. Örnek, kazık sistemi ile yapılan Ziraat Bankası, PTT binası, ama gene de Adapazarı’nın zemini güven vermemektedir. Depremin şakası yoktur. Deprem sonrası bazı binaların ayakta kalması mümkün olacaktır. Ama 1999 depremi gibi, aylarca bu binalara kimse girmeyecektir. O zaman nacizane görüşümüz; deprem sonrası evine girip oturmak isteyenler yüksek katlı binalardan uzak durmak zorunda kalacaktır.
Neden yüksek katlı beton binalardan korkuyoruz. Bir kolonunda hata yapılırsa ve de yapılırken eksiklik, ihmal vuku bulursa, tonlarca yük taşıyan kolonlardan birinin kırılması ve de zeminin yumuşaklığı binayı ayakta tutması mümkün değildir. İnşaatçılarımız Japon mimarisi yapacaklarsa bir sorun yoktur. Sağlam zeminde inşaat yapılacaksa da belli bir yükseklik sonrası, bizim gibi deprem bölgesi, fay hatları mevcut olan, zemin sıvılaşması ortamı bol bulunan bir yerleşim yeri için mantıklı. Bunca yıldır Sakarya’yı yıkan depremleri yok sayarak yüksek katlı bina yapmak hevesi kursaklarımızda kalmasın.
SASTOP olarak TBMM Deprem Komisyonu Başkanımız sayın vekilimiz Recep Uncuoğlu’nu davet ettik, davetimize icap ederek Sakarya’mızı temsilen tüm görüşleri ve deprem konusundaki bilgilerini bizle paylaşan yöneticilerimizin ve 18 yıldır Sakarya için fedakarca çalışmalar yapan SASTOP olarak ‘Deprem raporumuzu’ kendisine teslim ettik. Burada birkaç sayfada özetlediğimiz bu raporumuz 17 sayfa olarak kendisine sunulmuştur.
TBMM Deprem Komisyonu, 524 sayfalık deprem ile ilgili her konuda (Konunun profesörleri, bu konuda uzman olan yetkililer, Mühendisler, ülkemizin tüm şehirleri belediye başkanları ile ve diğer bilgili kişiler ile hazırladıkları 524 sayfalık ‘Deprem Raporu’nu uygulama fırsatı bulamadan bu asrın felaketi meydana geldi.
1999 ve diğer depremlerden ders almayan ve bu konuda ihmalleri olanlara söyleyecek bu halkın çok sözü var.
Sakarya sevdalısı ve tüm çalışmalarını halkın istek ve arzusu yönünde hak ve halk adına yetkililere duyuran SASTOP deprem gönüllüleri adına temsilen TURABDER Sakarya Şubesi ve Oturum Başkanı Av. Ü. Önder Döker, özetle; her şehir kendi Deprem Komisyonunu kurmalı. Her türlü bilgi ve tavsiye ye açık olmalı. Kat konusunda ilim doğrultusunda o şehirde yıllardır yaşayanlar ile tedbir kararları verilmelidir.
Şehrimizin tedbir alma kararı zamanını artık geçirmemeliyiz.”