Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan, Sakarya’daki radyoları ortak yayınına konuk olarak, Sakarya Üniversitesi’ni anlattı. Sakaryalı üniversite öğrenci adaylarına da seslenen Prof. Dr. Savaşan, “Özellikle Sakaryalının başarılı öğrencilerini Sakarya Üniversitesi’ne bekliyoruz. Öğrenci olarak her ne bekliyor iseler bir üniversiteden, Sakarya Üniversitesi’nde onu bulacaklarından emin olsunlar” diye konuştu.
Üniversitenin fotoğrafı
Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Fatih Savaşan, RATED (Sakarya Radyo, Televizyon ve İnternet Yayıncıları Derneği) ortak yayınında, Radyo Mega stüdyosunda Radyo Net, Ada FM, Hür FM, Romantik Ses, Akyazı FM, İmparator FM ve Relax FM’in ortak yayınladığı programda, tercih döneminde Sakaryalı gençlere seslendi. Prof. Dr. Fatih Savaşan, Sakarya Üniversitesi’nin bugün sadece Sakarya’nın değil, Türkiye’nin ve dünyanın üniversitesi olma yolunda ilerlediğini ifade ederek, “Bugün 13 fakülte, 1 uzaktan eğitim olmak üzere 2 Meslek Yüksekokulu, bir Devlet Konservatuarı ile sağlıktan mühendisliğe, sosyal bilimlerden eğitime kadar bir çok alanı kapsayan birimlerle, tüm dünyadaki öğrencilerin hizmetindeyiz. 55 binler civarında öğrenci sayımız var. Yüksek lisans ve doktora öğrencilerimiz ile birlikte öğrenci sayımız 58 bin civarında. 200’den fazlası profesör olmak üzere 900’den fazla öğretim üyemiz var. Öğretim görevlisi ve araştırma görevlileri ile birlikte, tüm öğretim elemanlarının sayısı ise bin 500 civarında. Bir üniversitenin akademik yapısı düşünüldüğünde ideal bir kompozisyona sahibiz” diye konuştu.
Uluslararası tanınırlık
Eğitimin bir standart işi olduğunu kaydeden Prof.Dr.Fatih Savaşan, “Standardın en önemli göstergelerinden biri de akreditasyondur. Sakarya Üniversitesi, akreditasyonlarda en iyi üniversitelerden birisi, hatta en iyisi. 40’dan fazla programı akreditasyon almış durumda. Akreditasyon şunu söylüyor. Bu derste öğretim süreci ve öğrenme yeterlilikleri ve tüm eğitim ile ilgili konular standarda bağlanmış, süreçleri tamamlanmış ve bir öğrenci bir programdan her ne bekliyorsa, bölüm ne vaat ediyorsa, öğrenci onu bulabilecek anlamına geliyor. Akreditasyon olmak aslında mutfağını herkese açmak, denetimd
en geçirmek ve bu standartları yakaladığınızı belgelemek anlamına geliyor. Oldukça iyi bir şey. Akreditasyondan bölümden mezun olduğunuzda tanınılırlığınız artıyor. Birbirini besleyen DC etiketi var. Bu programlar sayesinde hangi bölümden diploma alırsanız alın, uluslararası alanda tanınırlığınız sağlanmış oluyor. Diploma var, ama şu eki de verdiğiniz zaman –ki her üniversitede bu verilemiyor, uluslararası alanda öğrencilerimizin diploması tanınmış oluyor” dedi.
Kalitede Türkiye’de tek
Sakarya Üniversitesi’nin 2002 yılından bugüne kadar kalitede alınabilecek tüm belgeleri aldığını vurgulayan Rektör Prof. Dr. Savaşan, “Kalite arayışı ile sürekli yenilenmenin ve daha iyiyi yakalamanın sistemini kurmuş olmanız gerekiyor. Bir diğer ifade ile iyileştirmeyi sürekli hale ve kurum kültürü haline getirmeniz gerekiyor. Sakarya Üniversitesi 2002 yılından itibaren Türkiye’de aklınıza gelebilecek tüm kalite standartları ile ilgili tüm belgeleri alan üniversitelerden birisi. Bütün bunlara ilave olarak Türkiye’de sadece Sakarya Üniversitesi’nin sahip olduğu Avrupa Mükemmellik Ödülü var. 2015 yılından itibaren alınmaya başlandı. Dolayısıyla bu da Sakarya Üniversitesi’ni, Türkiye’deki tüm üniversitelerin arasında kalite ve akreditasyon alanında çok daha farklı bir konuma yerleştiriyor” şeklinde konuştu.
Yabancı dildeki bölümlere ağırlık verilecek
Eğitimdeki yeni trendleri yakından takip ettiklerini ve bu ihtiyaçlara göre dinamik bir şekilde yeni bölümler açtıklarını, bazı bölümleri de kapadıklarını anlatan Prof. Dr. Fatih Savaşan, “Eğitim çok farklı bir şey, hem trendleri okuyabilmeniz ve önceden önlem almanız lazım ama ihtiyaç da ortaya çıkmadan önce onu pazarlayamazsınız. Bazı seziler ve tahminler oluyor. Bunu aşmak için kurumun dinamizmi çok önemli. Buna bölüm açmak ve kapamak da dahil. Ancak Türkiye’deki tüm kamu üniversitelerinde bölüm açmak da kapamak da bazı kurallara lazım. Ancak öğrenciler bu trendleri bizden daha iyi takip ediyorlar” dedi. Sakarya Üniversitesi olarak uluslararasılaşma hedeflerinin olduğunu da kaydeden Savaşan, “Bunun iki yönü var. Birincisi, yabancı öğrencileri ve öğretim üyelerini üniversitenize çekeceksiniz. Bir de mevcut öğrencilerinizi uluslararası öğrenci haline getireceksiniz. Dolaysıyla son yıllarda lisans ve lisansüstünde İngilizce programlara ağırlık vermeye başladık. Şu anda Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümümüz hazırlık sınıfını tamamladı ve İngilizce eğitime başlayacak. Bu yıl da işletme İngilizce bölümü ile öğrencilerimizin karşısına çıktık. Lisansüstünde ise YÖK’ün kabul ettiği 7 yeni İngilizce bölüm var. Biz yabancı dilde eğitimleri artırmak istiyoruz” İfadelerini kullandı.
Değişim programlarında zirvede
Rektör Prof. Dr. Fatih Savaşan, Erasmus ve Mevlana gibi uluslararası öğrenci değişim programlarında Sakarya Üniversitesi’nin üst sıralarda yer aldığını belirterek, “Üniversite eğitimi dediğiniz zaman birkaç unsuru aynı anda bulmanız lazım. Bir tanesi, Yüksek Standartta eğitim. İkincisi iyi bir kampüs. İyi bir kampüsten kastımız şu. Öğrenci sadece ders değil, dersin dışında da aktiviteler yapabileceği, sosyal kültürel sportif imkânlara sahip olmalı. Bu kampüsün önemli bir bileşeni de şehir oluyor. Şehir de üniversiteli olma durumunu destekleyecek altyapıya sahip olması gerekiyor. Bir diğer ayağı da uygulamalı eğitim. Bundan da kastımız şu. Öğrenci, öğrenci iken sektörle hem derslerinde, hem de derlerinin dışında staj benzeri aktivitelerle tanışması gerekiyor. Bir ayağı da uluslararası öğrencilerin gelmesi ve öğrencilerimizin uluslararasılaşması. Bu bir ekosistem. Dolayısıyla bunlardan herhangi birinin eksik olması durumu bu ekosistemi bozuyor. Biz diyoruz ki bir öğrenci bu ekosistemi yakalayabilmeli, bu ortamı elde edebilmeli. Sakarya Ünviersitesi de bu anlamda Türkiye’deki en iyi yerlerden bir tanesi. Erasmus’ta ilk 10’dayız. Mevlana programında da birinci veya ikinci oluyoruz. Dolayısıyla değişim programları Sakarya üniversitesinde en iyi uygulanıyor” dedi.
Yabancı öğrenciler
Şu anda Sakarya Üniversitesinde 3 bin 500 civarında yabancı öğrenci olduğunu söyleyen Prof. Dr. Fatih Savaşan, “Sakarya öyle bir konumda ki yabancı öğrenci çekme konusunda hiçbir sıkıntımız yok. Bugün istesek Sakarya’ya 10 bin yabancı öğrenci gelir. Bizim üzerinde durduğumuz şey, Sakarya Üniversitesi’nin ortalamasını yukarı çekecek uluslararası öğrencileri üniversitemize çekmek. Dolayısıyla o yönde bir çalışmamız var. Önümüzdeki 2 yıl içerisinde, bugünkü yabancı öğrenci sayısını 2 katına çıkarmış olacağız. Tabiki gelen öğrencilerin kalitesini de yukarı çekmek istiyoruz” diye konuştu.
Bilimsel Araştırmalar
Her üniversitenin araştırma konusunda üstün olduğu alanlar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Fatih Savaşan, Sakarya Üniversitesi’nin otomotiv ve yan sanayine malzeme geliştirilmesi, doku kültürü, kanatlı hayvan ve süs bitkiciliği çalışmaları, hafif ve dayanıklı malzeme geliştirme, malzeme kaplama alanlarında önemli laboratuar imkanlarına sahip olduğunu anlattı. Biyomedikal cihaz üretme ve siber güvenlik alanlarında da iyi bir altyapıları olduğunu kaydederek, bunlarla ilgili kabul edilen çok sayıda projeleri olduğunu, çok yakında da kabul edilmiş yeni projelerin açıklanacağını da söyledi. Rektör Prof.Dr. Savaşan, “Araştırma denilince genelde teknik alanlar gündeme geliyor. Ama Sakarya Üniversitesi olarak İslam ekonomisi ve finansı, Ortadoğu çalışmaları, Osmanlı araştırmaları ve son dönemde çok daha önemli hale gelen diaspora ve göç araştırmaları konusunda da Sakarya Üniversitesi’nin önemli bir altyapısı ve birikimi var. Sakarya Üniversitesi’nin tüm bu alanlarda Türkiye’nin ve bölgenin kalkınma önceliklerine en iyi hizmeti verebilecek durumda” diye konuştu.
Dijital Üniversite
Sakarya Üniversitesi’nin, internet, kütüphane ve bilgiye ulaşma altyapısı bakımından Türkiye’deki en iyi üniversitelerden biri olduğunu kaydeden Rektör Savaşan, “Çok iyi bir kütüphanemiz var ve 7/24 açık. Hatta sınav dönemlerinde biraz da espri olsun diye söylüyorum çay çorba ikram ediyorum. Ama bugün dijital üniversiteden bahsediliyor. Üçüncü, dördüncü, beşinci nesil üniversiteden bahsediliyor. Uzaktan eğitimde Sakarya Üniversitesi’nin konumu önemli. İyi bir altyapısı var. Bu altyapıdan faydalanarak dijital üniversite olmaya en yakın üniversite de Türkiye’de, Sakarya Üniversitesidir. Çünkü, bir çok üniversitede parça parça yapılabilen öğrenciye yönelik dijital hizmetlerin tamamı Sakarya Üniversitesi’nde tek platformda ve çok kolay bir şekilde yapılıyor ve bu öğrencilere de ekstra imkanlar sunuyor. Dolayısıyla üniversitenin gereği her neyse Sakarya Üniversitesi’nde var” dedi.
Büyükşehir’in desteği çok önemli
Üniversitenin tüm paydaşlarının yaptığı hizmetlerin çok önemli olduğunu ifade eden Rektör Prof. Dr. Fatih Savaşan, “Türkiye’de yaşanan ekonomik ve sosyal gelişmeler, öğrencilerin beklentilerine de yansıyor. Ortalama milli gelir 2 bin dolardan, 10 bin dolar seviyesine çıktı. Aile yapısı da eğitim yapısı da değişti. Aileler bugün çocuklarını iyi bir üniversiteye gönderirken çok dikkat ediyorlar. Çocuklarının güvenlikleri çok önemli. Sakarya Üniversitesi kampüsü Türkiye’deki en güvenli kampüslerden bir tanesi. Sakarya şehri de üniversite öğrencisine güzel imkanlar sunan bir üniversite. Bazı şeyler tüm paydaşların aktif katılımlarıyla yapılabilecek şeyler. Mesela Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin üniversiteye ulaşım adına verdiği destek çok önemli. Sakarya’nın her yerinden Üniversite kampüsüne ulaşım rahatlıkla sağlanabiliyor ve diğer illere göre ulaşım da ucuz. Öğrencilerimizin ekonomik durumları da toplumun ekonomik durumları gibi farklılık gösteriyor. Bize başvurup da yemek bursu ihtiyacı olan her öğrenciye mutlaka yemek bursu veriyoruz. Aynı zamanda hizmet anlamında farklı kategorilerde hizmet almak isteyen öğrencilere şehir de imkân veriyor. Bizler de farklı hizmet beklentisinde olan öğrencilerimiz için farklı hizmetler alabilecekleri projeler de geliştiriyoruz” İfadelerini kullandı.
Türkiye’de bir ilk daha: Sosyal Transkript
Prof. Dr. Fatih Savaşan, Türkiye’de ilk olan Sosyal Transkript uygulamasını başlattıklarını belirterek, şunları söyledi:
“Bazen gençler beğenilmiyor. Şu eksikleri var, bu eksikleri var diye. Ben buna katılmıyorum. Öğrenciler gerçekten harika. Bizim kampüste 180 kulüp var. Bunlardan bazılar sportif ve kültürel, bazıları teknik kulüpler. Ama 180 kulübü olan bir üniversitede gençler demek ki her alanda faaliyet göstermek istiyorlar. Şimdi bu gençlere her alanda faaliyetlerine izin vermek, onların önünü açmak ve mümkün olduğunda desteklemek ve ama tanımak lazım. Ben şunu düşünüyorum 180 değil de 100 tane kulüp olsa ve her kulüpte 10 öğrenci olsa 1000 öğrenci demektir. 1000 tane aktif öğrencinin bulunduğu bir kampüste herhangi bir alanla ilgili aktivite eksikliği olmaz. O zaman ne yapacağız. Hiçbir şey yapmayan öğrenci ile sosyal kültürel, sportif veya teknik alanda aktif olan öğrenciyi birbirinden ayırabilmemiz lazım. O yüzden biz Sosyal Transkript projesini başlattık ki bu da Türkiye’de bir ilktir. Yani başka bir üniversitede bunun örneği yok. Sosyal Transkript şunu söylüyor; öğrencilerin kamu kurumlarında veya üniversitelerde yaptığı herhangi bir sosyal faaliyet tanınacak. Nasıl tanınacak? Online başvuru yapılacak. Diyorsunuz ki mesela, ben Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı şu faaliyete katıldım. Belgesini sunduğunuzda biz bu tür bilgi ve dokümanları transkripte dönüştürüyoruz. Ve öğrenci normal transkriptinin yanında bunu da alabilecek. Ve öğrenciye şunu söylemiş oluyoruz. Biz senin faaliyetlerini tanıyoruz ve önemsiyoruz. Ve bunu önemseyecek başka kurumlar da var mezun olunca. Artık eskisi gibi değil. İyi bir mühendisin CV’sine bakalım. Ama benim kurumuma ne katacaksın? Takım oyuncusu olabiliyor musun? Herhangi bir organizasyon içerisinde yer aldın mı? Birşeyleri organize ettin mi? Bir sosyal veya sportif faaliyette bulundun muyu da içeriyor. Sadece makineden anlayan bir mühendis değil, uyum kabiliyeti olan, sevk idare edebilecek bir mühendis de arzu ediliyor. Ve marifet iltifata tabidir. Birileri de bunu yapıyorsa, teşvik edilmesi, belgelendirilmesi gerekiyor.”
Uygulamalı Eğitim
Öğrencilerin eğitimlerine devam ederken aynı zamanda da iş dünyasına hazırlanmalarına önem verdiklerini anlatan Rektör Savaşan, “3+1 ve 7+1 modelleriyle öğrenciler, eğitimlerinin son yarıyıllarını sektörde geçiriyor. Bunun bir benzeri de Uygulamalı Mühendislik Eğitimi’nde var. Bunu da mühendislik fakülteleri, belirli kriterleri taşıyan öğrencilere uyguluyor. Burada 4 günü öğrenci sektörde geçiriyor. 1 günü de danışman öğretmeni ve seçimlik dersi için üniversitede geçiriyor. Başka bir modelimiz de “işyeri fakültede” modeli. Çok büyük firmalar, işyerlerinin bir ofisini fakültelerimizde kuruyorlar. Bir diğer uygulamamız da “Sektör Dersleri.” Diyelim ki sektör, bir inşaat mühendisi şunları da bilmeli diyorsa, biz diyoruz ki gelin arkadaş. Bir ders önerin. İçeriğine de hocalarımız ile oturalım karar verelim. 14 haftalık ders içeriğini çıkaralım ve sizin tespit ettiğiniz hocalar gelsin, -ki bunlar o firmalarda çalışan yüksek lisans veya doktora yapmış kişiler oluyor. Gelsin bu dersi siz yürütün. Dolayısıyla bu eğitim ile uygulama arasındaki mesafenin daraltılmasına imkân sağlıyor ve eğitimi uygulama ile birleştiriyor” dedi.
Dinamik müfredat
Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu yıl 26 lisans dersi açıyoruz. Geçtiğimiz dönemde Toyota ve Doğuş otomotiv’in dersleriyle başlamıştık. 26 tane ders açıyoruz. Türkiye Uzay Ajansından TEİ’sine, Toyota’sından SAMİB’ine, gibi bir çok kurum, Turkcell ile görüşüyoruz şu anda, İstanbul’dan bir çok firma var. Önemli bir ihtiyaca karşılık geldiğini de görüyoruz. Az değil 26 tane ders. Biz tabi bu 26 tane derse ilaveten şu anda Sakarya Üniversitesi’nde gelecek yıldan itibaren programlara monte edilecek farklı bölümlerde 220 civarında ders açacağız. Ağustos’un 20’sine, 25’ine kadar bu derslerle ilgili çalışmalarımızı bitireceğiz. Bunu şunun için söylüyorum. Uygulama ile mesafeyi kapatacaksın. Yeni trendleri okuyacaksın. Yeni dersleri monte edeceksin. Yani 10 yıl önceki inşaat mühendisliği müfredatı ile şimdiki bir olmuyor. Hem yeni dersler ilave etmek gerekiyor. Hem de mevcut derslerin içeriğinin revize edilmesi gerekiyor. Herhangi bir üniversitede bir yılda programlara 220 civarında ders ilave edilebiliyorsa, orada dinamizm zaten yakalanacaktır.”
“Sadece Sapanca Gölüne, yeşile bak deme lüksümüz yok”
Yaşayan kampüs projeleri ile ilgili olarak da açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Fatih Savaşan,
“Eğitim ile ilgili bir ekosistemden bahsettik ve bir bütün olduğunu. Bunlardan biri eksik olduğunda işlerin iyi gitmediğini söyledik. Bu öğrencilerin sosyal alanları için de geçerli. Öğrencilerin hoşça vakit geçireceği alanlarla da ilgili. Biz dolayısıyla kampüsün doğal güzellikleriyle yetinmeyelim ilave imkânlar da öğrencilere sunalım istiyoruz. Dolayısıyla yürüyüş yollarından sportif aktivitelere, yeme içme mekânlarına varıncaya kadar, her şeyi elden geçirelim istiyoruz. Bu şunun için önemli. Kampüs 7/24 hareket halinde olmalı. Mesela bir araştırma görevlisi bir tez yazıyorsa, canı sıkıldığında şöyle bir kampüse gittiğinde ölü bir kampüs görmemeli. Veya bir öğrenci kütüphanede çalışıyorken sadece bizim çay çorba dağıtmamıza mahkûm kalmamalı. Otomat makinelerine mahkûm kalmamalı. Bunu yaptığınız ve ‘Yaşayan Kampüs’e ulaştığınız zaman öğrencinin zamanını istediği şeyle geçirme özgürlüğü vermiş oluyorsunuz. Kütüphaneye gelebilir. ‘Ben aç kalabilir miyim’ diye düşünmemeli. Dediğim gibi üniversiteler, Türkiye’deki gelişmenin yansımalarını öğrencilerine sunmak zorunda. Kırsal bir toplum değiliz. 2 bin dolarlar civarında milli geliri olan bir ülke değiliz. Öğrenciler zaten bunu şehirden de talep ediyorlar. O yüzden şehirdeki mekânların bugün geçmişe göre çok daha hızlı bir şekilde revize edildiğini görüyoruz. Özellikle hizmet sektörü kendisini sürekli olarak gelişmek zorundalar. Çünkü müşteri artık bunu talep ediyor. Dolayısıyla bizler Üniversite yönetimi olarak öğrencilerimize sadece “Arkadaş bizim yeşilimiz var, Sapanca Gölümüz var, yeşilden Sapanca Gölü’ne bak’ deme lüksümüz yok. Onun için bu imkânı sunmamız lazım” dedi.
Sakaryalı gençlere çağrı
Programın sonunda Sakaryalı öğrencilere de çağrıda bulunan Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Özellikle Sakaryalı’nın başarılı öğrencilerini Sakarya Üniversitesi’ne bekliyoruz. Bu önemli. Çünkü ne kadar çok Sakaryalılardan öğrencimiz olursa, biz o kadar memnun olacağız. Öğrenci olarak her ne bekliyor iseler bir üniversiteden, Sakarya Üniversitesi’nde onu bulacaklarından emin olsunlar. Dört başı mamur, sadece eğitim değil diğer alanlarında eğitimin farklı boyutlarını da vaat eden bir üniversite hemen yanı başlarında. Bekliyoruz.”